Ana içeriğe atla

BOYNER GRUBU ALTINYILDIZ FABRİKASI'NI KAPATTI

Altınyıldız’ın Çerkezköy fabrikasında kumaş üretimine odaklanan Boyner Grubu nisan ayında hazır giyim fabrikasını kapattı.

Altınyıldız’ın Çerkezköy fabrikası ile ilgili görsel sonucu


Ümit Boyner, “Fabrika çalışanlarına grubumuzda öncelikli istihdam politikası uyguladık, yeni iş bulma desteği verdik, emekliliğine az süre kalanların primlerini ödemeyi sürdürdük. Yasal hakların yanı sıra ek bir ücret paketi, taşınma yardımı da sunduk. Türkiye’nin alışık olmadığı bir sosyal plan uyguladık” diyor.

HAFTASONU Boyner Grubu’nun Tekirdağ Çerkezköy’deki Altınyıldız fabrikası satış mağazasına yolum düştü. Mağaza, içinde lojmanlar, kafeler, çocuk oyun alanları, kreş olan yemyeşil büyük bir kampüsün içinde yer alıyor. Ancak terkedilmiş bir görünümü var.

Mağazada sadece fabrikanın numune ürünleri değil, lüks markaların koleksiyonları da 30-40 TL gibi çok uygun fiyatlarla satılıyor. Merak ettim sordum. Biraz sohbet edince, Boyner Grubu’nun ağrısız sancısız yürüttüğü bir tasfiye öyküsü çıktı ortaya.

2011’DE TAŞINMIŞTI

Altınyıldız 1952’de Osman Boyner tarafından kurulan bir kumaş üreticisi. 1977’de İstanbul Yenibosna’da büyük bir fabrika açmış, 2011’de ise Çerkezköy’e taşınma kararı almıştı. Avrupa’nın en büyük tekstil ve konfeksiyon kompleksi olarak açılan Çerkezköy’deki fabrikada ilk yıl 1500 kişi çalışıyordu. Son yıllarda çalışan sayısı 900 civarındaydı.

Kapasitesinin yüzde 25’ini kendi markasıyla dünya pazarlarına satma hedefi ile açılan fabrikada Altınyıldız, Tommy Hilfiger, Massimo Dutti, Armani, Valentino, Cinque, Marks&Spencer, Zara, Ann Taylor ve S. Oliver gibi pek çok dünya devine de üretim yapılıyordu.

Boynerler bu yılın başında dünyada değişen koşullara uygun yeni bir strateji belirlediler. Perakende ve katma değeri yüksek bir tekstil ürünü olan kumaş üretimine odaklanacaklarını açıkladılar. İşte bu süreç Çerkezköy fabrikası için de yeni bir dönemin başlangıcı oluyordu.

TEKSTİL VE YÜNLÜ KUMAŞ

Yeni strateji hazırgiyim üretiminden uzaklaşmak, rakipleri gibi tedarikçi ve lojistikçi olmak anlamına geliyor. Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ümit Boyner, 500’e yakın işçiyi ilgilendirdiği halde kamuoyunda çok tartışılmayan, en azından benim kaçırdığım bu önemli süreci şöyle anlattı:

* Altınyıldız olarak katma değeri yüksek olan yünlü kumaş üretimine odaklanma kararı alıp, 2016 yılında ihracatta büyümeyi öncelikli hedef olarak koymuştuk. Çerkezköy’de kiracıydık. Ana işimiz olan tekstil ve yünlü kumaş üretimi için Akkök grubundan arsa alımı yaparak ciddi bir bina yatırımı gerçekleştirdik.

* Bir bölümünü kendi içimizde gerçekleştirdiğimiz konfeksiyon işi için ise benzer bir yatırımın uyulanabilir olmadığını gördük. Konfeksiyon işinin kiralık bir fabrikada yürütülmesi de sürdürülebilir değildi.

* Bu nedenle üretimde herhangi bir azalma ya da yurtdışına iş kaybı olmadan sadece bir bölümünü kendi bünyemizde yaptığımız konfeksiyon üretiminin tümünü Nisan 2016’dan itibaren iş ortaklarımızla sürdürme kararı verdik.

* Yeni yatırım planımızın bir bölümünü de iş ortakları eko-sistemimizin geliştirilip güçlendirilmesine ayırmaya devam ettik. Bu süreci çalışanlarımızla birlikte yönettik.

* Altınyıldız fabrikası bizim için duygusal anlamı fazla bir fabrika. Kurucumuz Osman Boyner hala fabrikaya gelir. O nedenle çok titiz olduk. Konfeksiyon bölümü çalışanlarımızın her türlü yasal haklarını sağlamanın ötesinde ek bir ücret paketi, taşınma yardımı, kreş kullanımını devam ettirme ve emekliliğine az süre kalanların emekli olana kadar primlerini ödeme, yeni iş bulma desteği kendi içimizde öncelikli istihdam şansı gibi daha önce Türkiye’de benzeri olmayan geniş bir sosyal plan uyguladık.

Hazır giyim bölümünde yaklaşık 500 kişinin çalıştığı bir fabrikada bu kadar önemli bir süreç yaşanıyor, ama sessizce... İşçinin zaten sesi çıkmıyor ki diyebilirsiniz. Ancak işçinin sesinin çıkamadığı böyle bir ortamda süreci “sosyal bir plan” dahilinde yönetmek, iş dünyası için değerli bir örnek oluşturuyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HOTİÇ'E "ESAS" ŞOK!

Ortaklık için Hotiç’le masaya oturan Esas Holding, görüşmeleri sonlandırdı. Kararın alınmasında marka performansındaki zayıflığın etkili olduğu belirtildi. Pe­ra­kende­de bir ortak­lık gö­rüş­me­si da­ha ay­rı­lık­la so­nuç­lan­dı. Bu yıl ba­şın­da Tür­ki­ye­’nin en bü­yük ayak­ka­bı mar­ka­la­rın­dan Ho­ti­ç’­e Esas Hol­ding ta­lip ol­muş ve or­tak­lık gö­rüş­me­le­ri baş­la­mış­tı. Geç­ti­ği­miz gün­ler­de, iki ta­raf da şart­lar üze­rin­de uz­la­şa­ma­ya­rak or­tak­lık­tan vaz­geç­ti. Uzun sü­ren gö­rüş­me­le­rin tı­kan­ma­sıy­la il­gi­li pe­ra­ken­de ko­ri­dor­la­rın­da fark­lı se­nar­yo­lar ko­nu­şu­lu­yor. İl­ki, Esa­s Holding’in mar­ka­nın per­for­man­sı­nı be­ğen­me­me­si. İkin­ci­si ise Ho­ti­ç’­in şir­ke­tin ta­ma­mı­nın ve­ya ço­ğun­lu­ğu­nun sa­tın alın­ma­sı­na ya­naş­ma­ma­sı. Fark­lı de­ğer­ler Her iki şir­ke­te de ya­kın isim­le­re, or­tak­lık­tan vaz­ge­çil­me­si­nin ne­de­ni­ni sor­dum. Şir­ke­tin de­ğe­riy­le il­gi­li iki ta­ra­fın çok fark­lı ra­kam­lar üze­rin­de...

ESAS HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ ADANALI ERHAN KAMIŞLI İSTANBUL'DA YER ARIYOR..

1964 doğumlu olan Erhan Kamışlı, Şevket Sabancı’nın kızı Emine Sabancı Kamışlı’nın eşi. Çiftin 2 oğlu var. Erhan Kamışlı tam bir golf tutkunu, ‘ailesi ve golf tutkusu’ hayatının vazgeçilmezleri.. Hastane konusunda Anadolu’ya ağırlık verdiklerini söyleyen Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Kamışlı, “Sağlıkta en iyi ve etik olanı yapmalısınız. Ekonomik anlamda bu yüzden işimiz zor. Biz uzun vadeli düşünüyoruz. Anadolu’da 7 hastanemizle hizmet veriyoruz. İstanbul’da yokuz ama arayış içindeyiz. Toplam 550 yatağımız var. Bu yıl 1 milyon hasta bakacağız Anadolu’da. Geçen sene bu sayı 850 bindi” dedi. Erhan Kamışlı Esas Holding Yönetim Kurulu üyesi. Pegasus, Electro World, Medline, AFM sinemaları gibi markalarıyla havacılık sektöründen sağlık sektörü ve gayrimenkule farklı alanlarda yatırımları olan Esas Holding’te sağlık alanın sorumluluğu Erhan Kamışlı’da.  Grubun sağlık ve gayrimenkul yatırımlarıyla ilgilenen Erhan Kamışlı’yla Esas Holding’in Kavacık’taki merkezinde buluşt...

EFSANE MARKA TIFFANY&TOMATO 'YU KİM SATIN ALDI?

Tiffany&Tomato 1990’lı yılların efsane markasıydı. Sedat Onur’a ait olan markanın mağaza sayısı 400’ü geçmişti. 1997 yılında zora girdi ve 35 milyon dolar borçla iflas etti. O marka geri dönüyor... Tiffany&Tomato 1990’lı yılların efsane markasıydı. Sedat Onur’a ait olan markanın mağaza sayısı 400’ü geçmişti. Bu önemli marka 1997 yılında zora girdi ve 35 milyon dolar borçla iflas etti. 1998’de ise Tiffany ve Tomato isimleri icradan ayrı ayrı satıldı. Tiffany ismini Modateks, Tomato adını da Juior Tekstil satın aldı. Tiffany ismi ise 2012’de Batik Örme’ye geçti. Batik Örme, Tiffany ismiyle mağazalar açarak markayı büyütmeye başlamıştı. Geçtiğimiz hafta yolumuz Maltepe CarrefourSA’daki Tiffany mağazasına düştü. Mağazanın ismi ve tabelasının değişmiş olduğunu gördük. Tıpkı efsane olduğu dönemlerdeki gibi Tiffany&Tomato olmuş. Batik Örme’nin sahiplerini aradık ancak ulaşamadık.  Duyduğumuza göre firma, Tomato’nun da isim hakkını satın almış. Peki, Batik Örme ne zamandır ...