Ana içeriğe atla

ARAÇ SATIN ALMAK MI KİRALAMAK MI DAHA AVANTAJLI ?

100 bin liralık bir aracı gözüne kestiren vatandaş satın mı alsın yoksa kiralasın mı? Hangisi daha kârlı?

Aracı satın almak mı kiralamak mı ile ilgili görsel sonucu

100 bin liralık bir aracı gözüne kestiren vatandaş satın mı alsın yoksa kiralasın mı? Hangisi daha kârlı? "Araç alacaksan şirketin varsa vergiden düşersin, kiralama avantajlıdır, yoksa aman satın al" görüşü hangi koşullarda yanlış çıkıyor? İşte cevapları...
TANIK olduğum sohbetlerden biliyorum. Başlıkta sorduğum, “Aracı satın mı alsam, kiralasam mı” son dönemin gözde sorularından biridir. Tartışmalar, hesaplar sürer gider ama özetle şu yargıya varılır, “Şirketin varsa vergiden düşersin, kiralama avantajlıdır, yoksa aman satın al.”
Peki ama gerçekten durum böyle midir? Gelin birlikte inceleyelim.
SIFIR ARAÇ İSTİYORUZ
İşi iyice karmaşık hale getirmemek için önce varsayımlarla yola çıkalım.
100 bin liralık bir otomobili gözünüze kestirdiniz. Planınız 3 yıl bu aracı kullanmak sonra elden çıkarıp yenisine geçmek.
ŞİRKETİNİZ YOK…
Şirket sahibi, ortağı değilsiniz, aracı bireysel satın almayı ya da kiralamayı düşünüyorsunuz. Satın almayı tercih ederseniz önünüzde iki seçenek var. Ya peşin para vereceksiniz ya da 3 yıl vadeli banka kredisi ile alacaksınız. Banka kredisini tercih ederseniz son faiz oranları ve banka masrafları üzerinden 30 bin liralık bir ekstra kredi maliyetiniz olacaktır. Tahmin edeceğiniz gibi iş aracı satın almakla bitmeyecek. Plakaydı, kaskoydu, motorlu taşı vergisiydi bakımdı, lastikti derken üç yıl için önünüze 15 bin liralık bir fatura çıkacağını belirtmeliyiz. Bu durumda üç yılda yaklaşık 146 bin lira ödemiş oluyorsunuz. Bugünkü piyasa koşulları satın aldığınız aracın 3 yılda yüzde 30 değer kaybedeceğini ortaya koyuyor. Bu varsayımla diyelim ki aracınızı üç yıl sonunda elden çıkardınız. Cebinize girecek para 70 bin lira olacaktır. Özetle 146 bin lira harcadınız 70 bin lira aldınız. Gerçekte 76 bin lira içerdesiniz demektir.
Eğer bu aracı peşin paranızla krediniz satılırsa zararınız 46 bin liraya düşecek.
Böyle bir aracı üç yıllığına kiralamanız durumunda ise kiralama şirketleri bugünkü fiyatlar ile sizinle ortalama aylık 385 Euro üzerinden anlaşacaktır. Euro bugünlerde 3.50’lerden işlem görüyor ama 3 yıl kurun yerinde saymayacağı ve yükseleceği varsayımıyla ortalama kuru 4.00 liradan ele almalıyız. 36 ayda yani 3 yılda ödeyeceğimiz para, yüzde 18 KDV ile birlikte 60 bin 831 lirayı bulacak demektir. Başka da bir bedel ödemeyeceksiniz.
Krediyle aldınız 76 bin lira içeridesiniz, kiraladınız 60 bin lira.
ŞİRKETİNİZ VAR...
Ortada net bir tablo var. Bireysel yani şahsımıza araç satın alma ya da kiralama durumunda, 100 bin lira peşin parayla alım yaparsak en az zararla karşılaşıyoruz. Paramız yoksa kredi almamız yerine kiralama yapmamız çok daha mantıklı.
Bireysel değil de kurumsal alım yapacaksak yani alacağımız araç şirket üzerine olacaksa her koşulda yaklaşık 15 bin liralık bir amortisman gideri ve vergi indirimiz oluyor. Yani 3 yıl sonunda 70 bin liraya aracı satsak üzerine bir de 15 bin lira (vergi indirimi + amortisman) buradan gelir sağlıyoruz. Peşin alımda masrafar dahil ödeyeceğimiz para 115 bin lirayken cebimize satış ve vergi avantajlarıyla 85 bin lira giriyor. Yani cebimizden net para 31 bin liraya düşüyor. 3 yıl vadeli kredi alırsak faiz yüküyle cebimizden net çıkan para 59 bin liraya yükseliyor.
Bireyseldeki koşullarla ticari kiralama yaparsak 60 bin lira üzerinden şirketimizin bilançosunda yaklaşık 10 bin lira eksik kurumlar vergisi ödüyoruz 9 bin lira da eksik KDV. Piyasada “vergiden düşüyor” denilen işte bu kalemler. Cebimizden çıkan net para 41 bin lira oluyor. Özetlersek peşin almayacaksak şirketler için de kiralama en mantıklısı.
Ama günümüzde şirketler paraları olsa bile kiralamayı tercih ediyor.
Araç kiralarsanız;
Toplu nakit çıkışı yaşanmıyor.
Araçların kasko, trafik sigortası ve Motorlu Taşıtlar Vergisi ödemeleri, kiralama kapsamına dahil edilerek zamanında ve eksiksiz olarak araç kirama şirketi tarafından gerçekleştiriliyor.
Tüm bakımlar, kışlık-yazlık lastik değişimleri, veya kaza-hasar durumunda tamir işlemleri de kiralama şirketi tarafından yapılıyor.
Sefer Levent
Hürriyet

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZORLU PLAZA HASTANE Mİ OLACAK?

Zorlu Holding’in ve holdinge bağlı şirketlerin yönetim merkezi uzun süre Avcılar’daki Zorlu Plaza oldu. Buranın da hastane olacağı epeydir konuşuluyordu. Zorlu Holding’in temeli tekstil sektörüne dayanır. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önde gelen ev tekstili üreticileri arasında bulunan Zorlu, Vestel’i satın aldıktan sonra beyaz eşya ve tüketici elektroniği sektöründe de dünyada isminden söz ettirmeye başladı. Yeni sektörlere yatırımdan geri durmayan Zorlu Holding bugün madencilikten savunma sanayine, gayrimenkulden enerjiye birçok alanda faaliyet gösteriyor. Zorlu Holding’in ve holdinge bağlı şirketlerin yönetim merkezi uzun süre Avcılar’daki Zorlu Plaza oldu. Ancak şirket bu plazadaki tüm birimlerini Levent’te, Büyükdere Caddesi üzerinde yeni inşa ettiği Levent 199 isimli gökdelenine taşıdı. Zorlu Plaza binası ise geçen mayıs ayından bu yana boş durumda. Plaza’nın sadece alt katında Zorlu Tekstil’e ait depo bulunuyor. Zorlu Holding’in bu binadan taşınacağı ve buranın da ha

RÖNESANS HOILDİNG MİLYON DOLARLIK İŞLERİ KİME BIRAKTI?

12 Milyar TL aktif büyüklüğe ulaşan Rönesans Grubu’nun Başkanı Erman Ilıcak, iş hayatındaki yeni fırsatları kovalarken, günlük icradan çekilme kararı aldı. Rönesans Grubu’nu Türkiye kamuoyu ağırlıklı olarak AVM yatırımlarıyla tanısa da grubun asıl işi müteahhitlik. Grubun lokomotif şirketi Rönesans İnşaat. Halen 13 ülkede 35 bin çalışanı olan Rönesans Grubu’nun 23 bin çalışanının Rusya’da olduğu biliniyor. 21 yılda hızla büyüyen Rönesans Grubu, bugün 12 milyar TL aktif büyüklüğe ulaşmış durumda. 2012 yılına göre aktif büyüklüğünü 2013’te yüzde 67, cirosunu yüzde 76 artıran Rönesans, dünyanın en büyük 100 müteahhitlik firması içinde 64’üncü sırada yer alıyor. Müteahhitlik ile işe başlayan grup, enerji, perakende ve sağlık sektörüne de yatırım yapıyor. Grubun büyük ortağı Erman Ilıcak, iş hayatındaki yeni fırsatları kovalarken, günlük icradan çekilme kararı aldı. Aslında genellikle 70-80 yaşının üstündeki patronların verdiği bu kararı Ilıcak, 47 yaşında aldı. Bu yılbaşında yapılan bir

ESAS HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ ADANALI ERHAN KAMIŞLI İSTANBUL'DA YER ARIYOR..

1964 doğumlu olan Erhan Kamışlı, Şevket Sabancı’nın kızı Emine Sabancı Kamışlı’nın eşi. Çiftin 2 oğlu var. Erhan Kamışlı tam bir golf tutkunu, ‘ailesi ve golf tutkusu’ hayatının vazgeçilmezleri.. Hastane konusunda Anadolu’ya ağırlık verdiklerini söyleyen Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Kamışlı, “Sağlıkta en iyi ve etik olanı yapmalısınız. Ekonomik anlamda bu yüzden işimiz zor. Biz uzun vadeli düşünüyoruz. Anadolu’da 7 hastanemizle hizmet veriyoruz. İstanbul’da yokuz ama arayış içindeyiz. Toplam 550 yatağımız var. Bu yıl 1 milyon hasta bakacağız Anadolu’da. Geçen sene bu sayı 850 bindi” dedi. Erhan Kamışlı Esas Holding Yönetim Kurulu üyesi. Pegasus, Electro World, Medline, AFM sinemaları gibi markalarıyla havacılık sektöründen sağlık sektörü ve gayrimenkule farklı alanlarda yatırımları olan Esas Holding’te sağlık alanın sorumluluğu Erhan Kamışlı’da.  Grubun sağlık ve gayrimenkul yatırımlarıyla ilgilenen Erhan Kamışlı’yla Esas Holding’in Kavacık’taki merkezinde buluştuk.