Ana içeriğe atla

ÇEK İŞ DÜNYASINI İKİYE BÖLDÜ

Karşılıksız çek oranları artarken, çek almayı zorlaştırıcı yeni düzenlemeler gündemde. Ancak iş dünyası bu konuda ikiye bölündü. Bir kısım çek almanın zorlaştırılmasını isterken, bir kısım ise uygulamanın piyasayı tıkayacağını savunuyor.



Rahime Baş Uçar'ın haberi

ÇEK, Türk ekonomik piyasasının en önemli icadıdır. Dünyada peşin ödeme aracı olan çek Türkiye’de vadeli olarak sıcak para yerine kullanılır. Bugün iç piyasada birçok sektörde ticaretin yüzde 50’sinden fazlası çekle dönüyor. Ancak son beş yıldır Türk çeklerinin ‘kimyası’ bozuldu. Mahkemelerde ödenmeyen çekler nedeniyle biriken davalar adliyeleri adeta tıkadı. Ödenmeyen çeke verilen hapis cezası nedeniyle binlerce işadamı hapis cezasıyla karşı karşıya kalırken 2012 yılı başında yapılan yeni yasal düzenlemeyle ‘karşılıksız çeke’ hapis cezası kaldırıldı. ‘Ekonomik suça ekonomik ceza’ prensibinden hareketle çeke hapis cezası kaldırıldı ama bu kez de ‘çekin itibarı sarsıldı.’ Çekin itibarının tamiri için uğraşılırken, geçen yıl karekodlu çek uygulaması devreye girdi.

KARŞILIKSIZ ÇEK ARTIYOR

Ancak çekle ilgili sıkıntılar bitmedi. Ekonomik durgunluğun da etkisiyle karşılıksız çek oranı artmaya başladı. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, 2015 yılında bir önceki yıla göre karşılıksız çek oranı miktarsal olarak yüzde 37, adetsel olarak yüzde 15 arttı. 2014 yılında karşılıksız işlemi yapılan çek miktarı 19 milyar 920 milyon TL ikin, bu rakam 2015 yılı sonunda 27 milyar 287 milyon TL’ye yükseldi. 2015’te karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çek oranının ise yüzde 17.6 olduğunu belirtelim. 

Karşılıksız çeklerdeki artış nedeniyle iş dünyasında zincirleme bir nakit sıkıntısının yaşanmaması için başta TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) olmak üzere iş dünyasından gelen uyarıları ekonomi yönetimi dikkate almaya başladı. Geçen hafta Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi çek yasasının değiştirileceğinin ilk sinyalini verdi. İş dünyasında çeke güvenin azıldığını belirten Bakan Tüfenkçi, TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlarken bir dizi yasal düzenleme üzerinde çalıştıklarını söyledi. Tüfenkçi “Çek yasası değişecek. Şu anda çek konusunda iş âleminde müthiş sıkıntı var. Herkes çekin yeniden itibar kazanmasını istiyor. Karşılıksız çeklerden ziyade kimse ödeme yapmıyor, karşılığında bir yaptırımı yok. Hapis cezası yerine çok ağır yaptırımlar getirebiliriz. Parasal yaptırımlar, mesela teminatlar getirebiliriz. Bankaların her önüne gelene çek vermesi önlenebilir. Çekte tahsilat işlemlerini, yani haciz işlemlerini artırabiliriz” diyerek çekteki düzenlemelerin ipuçlarını veriyor. 

PİYASALAR TIKANIR MI?

İş dünyasının bir bölümü çek vermenin zorlaştırılmasını isterken aralarında “Tekrar hapis cezası gelsin” diyenler de var. Ancak diğer bir bölüm de bankaların çek vermeyi zorlaştırması halinde piyasaların daha da tıkanacağından endişe ediyor. Halen piyasalarda çekin yerine konulacak bir ödeme aracının oluşmadığını belirten iş insanları, çeke getirilecek yeni bir düzenlemeyle piyasada nakit sıkıntısının artabileceğini düşünüyor. 
MOBSAD (Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği) Başkanı Adnan Bostan, mobilya sektöründe de çekin ödeme aracı olarak yoğun olarak kullanıldığını vurguluyor. Bostan, “Sektörde bir firma sıkıntıya girdiğinde irili ufaklı zincirleme olarak birçok firma sıkıntıya girer. Bir firmanın yarattığı dalga etkisiyle güven sarsılıyor. Kişilerin kolay çek elde etmesine karşıyız. Bakan Bey çok nazik söylemiş. Bence çekte hapis cezası geri gelmeli. Amerika’da şirket sahibi bir arkadaşım ‘Amerika’da karşılıksız çek vereceğine adam öldür daha iyi’ demişti. Bu tür ülkelerde insanlar çekini yazarken üç kere düşünüyor, bankalar çek karnesi verirken beş defa araştırıyor. Bizde de çek almak bu kadar kolay olmamalı” diye konuşuyor.

HASSAS DENGELER VAR”

Ayakkabı Dünyası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akbacakoğlu, çekle ilgili düzenlemelerin piyasaların hassas dengeleri göz önüne alınarak yapılması gerektiğini belirtiyor. Çekle satmadıklarını ama iç piyasadan çekle ürün aldıklarını vurgulayan Akbacakoğlu, şöyle konuşuyor: “Türkiye’de öz sermayesiyle çalışan firma yok denecek kadar az. Çek kalkarsa ticaretin yüzde 60’ı durur. Bankaların da çok rahat çek vermesi doğru değil. Uygun çözüm bulunmalı. Türk piyasası her şeye rağmen dinamik, kıymetini bilmek lazım.” 

APS Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Osman Benzeş, karşılıksız çeklerdeki sıkıntıların yeni düzenlemeden ziyade ekonominin hareketlenmesiyle aşılabileceğine inanıyor. İç piyasada işlerin çek üzerinden döndüğünü belirten Benzeş, “Biz ihracat ağırlıklı çalıştığımız için rahatız. Malı yüzde 100 sigortalı gönderiyoruz. Ama iç piyasadaki arkadaşlar tahsilatta zorlanıyor. Ancak ben inanıyorum ki, çekteki yeni bir düzenlemeden ziyade ekonominin düzelmesi ve siyasetin dilinin yumuşamasıyla piyasa rahatlar” diyor. 

“ÇEKİN ALTERNATİFİ BULUNMALI”

Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (YESİDEF) Genel Başkanı Hüseyin Bozdağ, “Bankalar yüzde 20 faizle kredi veriyor. Bankalardan para almak kolay olsaydı, bu kadar çok çek yaprağı havada uçuşmayacaktı” diyerek sözlerine başlıyor. Çek verilmesi zorlaştırılacaksa insanların paraya kolay ulaşmasını sağlayacak formüller ve mekanizmalar üretilmeli” diyen Bozdağ, şu uyarıyı yapıyor: “Son zamanlarda vadelerde açılma var. Bizim sektörde vadeler 45 günden 110 güne kadar çıktı. Piyasalarda işler çekle dönüyor. Çek almayı zorlaştırırsanız, bu piyasada domino etkisi yapar, piyasayı tümden tıkanma noktasına getirebilirsiniz. Çek almak zorlaştırılacaksa yerine başka bir ödeme aracı konulmalı.”

Muharrem KEÇELİ / İTO eski Meclis Başkanı, Seba İnşaat Hukuk Başmüşaviri
“Kredibilite iyi araştırılmalı”

Son aylarda karşılıksız çekte artış var. Evet, hapis cezası karşılıksız çekte caydırıcı oluyordu ama mahkemeler de hepten tıkanmıştı. Çekin kullanımı azalınca kredi kartı güvenli ödeme aracı oldu ve yayıldı. Ancak kredi kartı tam olarak çekin yerini karşılayamıyor. Çek tedavül edilen bir araç olduğu için bir elden başka bir ele dolaşırken yeni bir imkan çıkıyor. Elbette ekonomik suça ekonomik ceza vermek gerek ama İTO Başkanı da dile getirdi, karşılıksız çekler artarken başka bir tedbir daha almak gerekiyor. Bankaların da herkese çek vermesi olmaz; kredibiliteyi iyi araştırması gerekir. Güvenip çekini alıyorsun, ödemeyince zincirleme borç artıyor ve piyasalar sıkışıyor. 

Rahmi OFLUOĞLU / Avukat
“Çek hukuki değil ekonomik sorun”

Çekte hapis cezası geri gelmez, gelemez. Çünkü karşılıksız çeke ceza uygulayan ülke kalmadı. Dünyada çek bir sorun olarak da görülmüyor. Bizde çek özel basılıyor; oysa Almanya’da Fransa’da işadamları kendi çeklerini kendileri bastırıyorlar. Bakan Bey’in dediği gibi teminatlar artırılır ve çek karnesi alırken bankalar 50 bin-200 bin TL teminat isteyebilir ama piyasa daha da tıkanabilir. Çok sıktığınız zaman küçük esnaf ve üretici mal alamaz duruma gelebilir. Ben çek konusunun hukukla çözülebilecek bir sorun olduğuna inanmıyorum. Bence sorun ekonomik. Hapis cezası varken, Yargıtay’da 2 milyon dosya vardı. Asliye ceza mahkemelerindeki duruşmaların üçte ikisi çeklerle ilgiliydi. Çeke hapis cezası kalktı ama eğer çek veren dolandırıcılıkla suçlanıyorsa zaten yedi yıla kadar hapis cezası var.

Lemi TOLUNAY / Orjin Deri Uluslararası Pazarlama Direktörü 
“Biz çeki bıraktık, senete döndük”

Deri sektöründe maalesef vadeli çek üzerine kurulmuş bir sistem var. Biz bundan reel sektör ve üreticiler olarak memnun değiliz. Sistem yüzde 60-70 çek üzerine dönüyor. Biz firma olarak bir yıldır çek kabul etmiyoruz. Bu uygulama işlerimizi de daraltmadı. Çekin yerine vadeli senet yapıyoruz. Senet resmi bir belge, damga vergisini ödüyoruz, tahsil ediyoruz. Bence çek verilmesinin zorlaştırılması düşüncesi çok doğru. Çek gerçek bir ödeme vaadiymiş gibi firmadan firmaya veriliyor. Oysa son düzenlemelerle çek ödeme vasıtası olmaktan çıktı oyalama vasıtası oldu. Eline çek koçanı alan Merkez Bankası gibi emisyon yaratıyor, para basıyor. Bu son derece hatalı ve yanlış.
Para Dergisi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZORLU PLAZA HASTANE Mİ OLACAK?

Zorlu Holding’in ve holdinge bağlı şirketlerin yönetim merkezi uzun süre Avcılar’daki Zorlu Plaza oldu. Buranın da hastane olacağı epeydir konuşuluyordu. Zorlu Holding’in temeli tekstil sektörüne dayanır. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önde gelen ev tekstili üreticileri arasında bulunan Zorlu, Vestel’i satın aldıktan sonra beyaz eşya ve tüketici elektroniği sektöründe de dünyada isminden söz ettirmeye başladı. Yeni sektörlere yatırımdan geri durmayan Zorlu Holding bugün madencilikten savunma sanayine, gayrimenkulden enerjiye birçok alanda faaliyet gösteriyor. Zorlu Holding’in ve holdinge bağlı şirketlerin yönetim merkezi uzun süre Avcılar’daki Zorlu Plaza oldu. Ancak şirket bu plazadaki tüm birimlerini Levent’te, Büyükdere Caddesi üzerinde yeni inşa ettiği Levent 199 isimli gökdelenine taşıdı. Zorlu Plaza binası ise geçen mayıs ayından bu yana boş durumda. Plaza’nın sadece alt katında Zorlu Tekstil’e ait depo bulunuyor. Zorlu Holding’in bu binadan taşınacağı ve buranın da ha

RÖNESANS HOILDİNG MİLYON DOLARLIK İŞLERİ KİME BIRAKTI?

12 Milyar TL aktif büyüklüğe ulaşan Rönesans Grubu’nun Başkanı Erman Ilıcak, iş hayatındaki yeni fırsatları kovalarken, günlük icradan çekilme kararı aldı. Rönesans Grubu’nu Türkiye kamuoyu ağırlıklı olarak AVM yatırımlarıyla tanısa da grubun asıl işi müteahhitlik. Grubun lokomotif şirketi Rönesans İnşaat. Halen 13 ülkede 35 bin çalışanı olan Rönesans Grubu’nun 23 bin çalışanının Rusya’da olduğu biliniyor. 21 yılda hızla büyüyen Rönesans Grubu, bugün 12 milyar TL aktif büyüklüğe ulaşmış durumda. 2012 yılına göre aktif büyüklüğünü 2013’te yüzde 67, cirosunu yüzde 76 artıran Rönesans, dünyanın en büyük 100 müteahhitlik firması içinde 64’üncü sırada yer alıyor. Müteahhitlik ile işe başlayan grup, enerji, perakende ve sağlık sektörüne de yatırım yapıyor. Grubun büyük ortağı Erman Ilıcak, iş hayatındaki yeni fırsatları kovalarken, günlük icradan çekilme kararı aldı. Aslında genellikle 70-80 yaşının üstündeki patronların verdiği bu kararı Ilıcak, 47 yaşında aldı. Bu yılbaşında yapılan bir

ESAS HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ ADANALI ERHAN KAMIŞLI İSTANBUL'DA YER ARIYOR..

1964 doğumlu olan Erhan Kamışlı, Şevket Sabancı’nın kızı Emine Sabancı Kamışlı’nın eşi. Çiftin 2 oğlu var. Erhan Kamışlı tam bir golf tutkunu, ‘ailesi ve golf tutkusu’ hayatının vazgeçilmezleri.. Hastane konusunda Anadolu’ya ağırlık verdiklerini söyleyen Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Kamışlı, “Sağlıkta en iyi ve etik olanı yapmalısınız. Ekonomik anlamda bu yüzden işimiz zor. Biz uzun vadeli düşünüyoruz. Anadolu’da 7 hastanemizle hizmet veriyoruz. İstanbul’da yokuz ama arayış içindeyiz. Toplam 550 yatağımız var. Bu yıl 1 milyon hasta bakacağız Anadolu’da. Geçen sene bu sayı 850 bindi” dedi. Erhan Kamışlı Esas Holding Yönetim Kurulu üyesi. Pegasus, Electro World, Medline, AFM sinemaları gibi markalarıyla havacılık sektöründen sağlık sektörü ve gayrimenkule farklı alanlarda yatırımları olan Esas Holding’te sağlık alanın sorumluluğu Erhan Kamışlı’da.  Grubun sağlık ve gayrimenkul yatırımlarıyla ilgilenen Erhan Kamışlı’yla Esas Holding’in Kavacık’taki merkezinde buluştuk.