Rakip yatırımcı LVMH'nin CEO'sunun piyasadan yüzde 17 hissesini toplaması Hermes'in kaderini değiştirdi.
Global krizin dünyadaki tüm dengeleri değiştirdiği son 4 yılda şirketlerin kaderi de krizle birlikte degişti. Bankalar yok oldu, şirketler yutuldu. Lehman Brothers yok artık. Merrill Lynch el değiştirdi. Bernard Madoff'un saadet zinciri kırılırken bir sürü hayat söndü. Jerome Kerviel bir işlemcinin banka itibarı yok edebilecek kadar önemli olduğunun hikayesni anlattı. Hepsi ders oldu.. Ama aslında hep 'kötü' konuşuldu.
Batanların, yok olanların hikayelerini dinledik hep birlikte. Oysa birileri kaybederken bazıları da krizin kazananı oluyordu. İşte biz size bu kez kazananların hikayesini anlatmak istedik. 'Krizde sollayanlar'ın hikayesini. İlk seçtiğimiz şirket de Hermes oldu. 4 yılda hisselerinin değeri 3 e katlayan, lüksün simgesi Hermes...
En büyük rakiplerinden LVMH'nin kendisinden yuzde 17 hisse almasıyla bu alımın gerçekleşeceği konusunda önceden haberdar olmayan Hermes'in kurucusu ailede oluşan oluşan "Babaannemin adını sana kaptırmam" kavgası ve bu kavganın hırsıyla artan performansı krizde yeni bir devin çıkmasını sağladı. Ailede oluşan 'Aramızda içimize sızan rakip, yani truva atı var' hisse belki de işlerine yaradı.
Hermes bugün EPA'da 23 milyar Euro'luk piyasa değeriyle Societe General'i geçen, Carrefour'u ikiye katlayan bir marka haline gelirken bu başarının ardında yönetimi kaptırmama hırsı, zanaatkarlık ve couture'den vazgeçmemesi yatıyor. Kendini yeni pazarlara doğru adapte edebilmesi de diğer önemli etken gibi görünüyor.
Mitolojideki adaşıyla aynı kaderi taşıyor
Hermes, Yunan mitolojisinde Zeus ve Maia'nın oğlu Hermes ile adaş. Tanrıların en 'hızlısı ve kurnazı' olan Hermes'in bu özellikleri aslında aynı adı taşıyan markanın krizdeki yükselişinin özeti gibi. Rakibi LVMH'nin kendisine ortak olmasıyla birlikte kadınları sıraya soksa da aynı başarıyı hisse ve piyasa değerine yansıtmayan Hermes'in dönüşümü aslında bu 'kurnaz' ortaklıkla başlıyor. Ardından gelen kontrolü kaptırmama hırsının getirdiği sıkı sarılma da 'hızlı' büyümeyi beraberinde getiriyor.
220 kişilik hanedan yendien dümene geçti
1838 yılında Paris'te doğan Hermes 1993'den beri halka açık. Ancak, 2000-2006 tarihleri arasında 49 ile 71 Euro arasında değişen hisse değeriyle stabil. 2008'e girildiğinde bir hissesinin değeri 80 Euro seviyesinde olan Hermes de krizle birlikte diğer birçok lüks marka gibi 'Resesyonu atatabilecek mi?' sorularına maruz kalıyor. Ama farklı pazarlara odaklanıp yeni tüketici profilini keşfediyor. Brezilya, Panama, Filipinler, Türkiye gibi birçok yeni ülkeye girişi de aynı yıl, bu dönüşüm kapsamında oluyor. Krizde Uzakdolğu'ya ağırlık veriyor.
Hermes'in kaderini değiştiren ortaklık Ekim 2010'da gerçekleşiyor. En büyük rakiplerinden Louis Vuitton Moet Hennessy'nin (LVMH) CEO'su Bernard Arnault, Hermes'in borsaya açık yüzde 17.1 hissesini alıyor. Üstelik kurucu ailenin haberi bile olmadan.. Hamle "Eyvah. İçimizden satan aile bireyi olursa markayı yavaş yavaş kaybederiz" diyen ailenin yüzüne tokat gibi çarpıyor. Herkesi "Babaannemin adını benden alamazsın" duygusu kaplıyor. Hermes hisselerindeki ilk köklü yükseliş de bu ortaklıkla oluyor.
O güne kadar işe pek karışmayan, direksiyonu profesyonellere bırakıp arka koltukta oturan aile direksiyon başına geçiyor. Arada çatlak sesler çıksa da 220 kişilik Hermes hanedanında çoğunluk Arnault'un çoğunluk hisseyi de almak istediğini düşünerek buna karşı koymaya çalışıyor. Arnault hep "Amacım ele geçirmek ya da yönetmek değil dese de ikna olmuyor ve bunun için bir şirket kurup birerysel aile hisselerini o şirkete aktarmak için harekete geçiyor.. Bu arada şirketin yönetimini de profesyonellere bırakan aile yıllar sonra ilk kez Axel Dumas'ı CEO'luğa atıyor..
"Paramı çarçur etme davası"
Hisse geri alım programı açıklayan Hermes'e ilk tepki küçük hissedarların derneği ADAM'dan geliyor. Adam "Kendi şirketini almak için neden bu kadar para hacıyorsun" diye dava açtı.
Ayşegül Akyarlı / HT Ekonomi
Yorumlar
Yorum Gönder