Ana içeriğe atla

TÜSİAD:TÜRKİYE ZENGİN-FAKİR UÇURUMU EN YÜKSEK OLAN ÜÇÜNCÜ ÜLKE

TÜSİAD'ın hazırlattığı, "Türkiye'de Bireysel Gelir Dağılımı Eşitsizlikleri, Fonksiyonel Gelir Kaynakları ve Bölgesel Eşitsizlikler" başlıklı raporuna göre Türkiye gelir eşitsizliğinde OECD ülkeleri arasında üçüncü oldu.

Raporun tanıtım toplantısında konuşan TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, 2000'li yıllarda Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinde eşitsizlikler artarken, Türkiye'de aynı dönemde bireysel gelir dağılımı eşitsizliğinde düzelme meydana geldiğine işaret etti ve şunları söyledi:

"Bu gelişmeye rağmen Türkiye, gelir eşitsizliğinin yüksek olduğu ülkeler arasında yer almaya devam etmektedir. OECD'nin araştırmasına göre, Türkiye halen, Şili ve Meksika'dan sonra en yüksek gelir eşitsizliğine sahip üçüncü ülke konumundadır. Gelir eşitsizliklerinin varlığı, iktisadi karar alıcıların gelir eşitsizliğini azaltmaya yönelik daha aktif politikalar oluşturup uygulamalarını gerekli kılmaktadır. Gelir eşitsizliklerinin sadece ekonomik büyümenin neticesinde giderileceğini bekleyemeyiz."

GELİR EŞİTLİĞİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN ŞART

Dinçer, küresel gelişmelere bağlı olarak, Türkiye'de en zengin yüzde 20'lik kesimin toplam gelirden aldığı pay ile en yoksul yüzde 20'lik kesimin toplam gelirden aldığı pay arasındaki farkın 2002 yılında 9 katın biraz üstündeyken, 2007'de 7 katın biraz üstüne gerilediğini vurguladı ve ekledi:

"Fakat 2011'e gelindiğinde aradaki fark aynı düzeyde kalmış. Bir diğer deyişle, zengin ve yoksul gelir grupları arasındaki fark 2002-2007 döneminde kapanmaktayken, 2007-2011 döneminde sabit kalmıştır."

Gelir eşitliğinin sağlanmasının, sürdürülebilir kalkınma ile çok yakından ilgili olduğunu vurgulayan Dinçer, "Büyümenin gelir eşitsizliklerini giderici yönde etki yaratması için, gelir yaratma süreçlerinin iyileştirilmesine ihtiyaç vardır. Gelir dağılımı eşitsizlikleri ile sadece makroekonomik politika uygulamalarıyla mücadele edilemez. Ülkenin üretim kapasitesini artırması ve ekonomiye potansiyel bir büyüme kabiliyeti kazandırılması gereklidir ama yeterli değildir" diye uyardı.

NÜFUS YAPISI, İŞSİZLİK, KAYIT DIŞI EKONOMİ

TÜSİAD Başkan Yardımcısı ve Sosyal Politikalar Komisyonu Başkanı Memduh Boydak da, konuşmasında, gelir dağılımındaki eşitsizliklerin birçok nedeni bulunduğunu vurguladı ve "Ülkenin nüfus yapısı, işsizlik düzeyi, kayıt dışı ekonomi ve enflasyon eşitsizliğe yol açan yapısal unsurlar arasında sayılabilir. Bunun yanında vergi, sosyal güvenlik, tarım, fiyat gibi alanlarda izlenen politikalar da gelir dağılımında bozulmalara neden olabilir" dedi ekledi:

"Gelir dağılımındaki bozulmanın derecesinin ve nereden kaynaklandığının tespit edilmesi sayesinde, etkin bir gelir dağılımı politikasının tasarlanması ve uygulanması mümkün olacaktır. TÜSİAD olarak, gelir dağılımı konusundaki ilk raporumuzu 2000 yılında yayımlamıştık. 14 yıl aradan sonra, gelir dağılımı eşitsizliğinde nereden nereye geldiğimizi tespit etmek istedik."

GELİR EŞİTSİZLİĞİNE KARŞI ETKİLİ STRATEJİLER

TÜSİAD Sosyal Politikalar Komisyonu'nun faaliyetleri çerçevesinde, İTÜ İşletme Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Raziye Selim ve Prof. Dr. Ünal Günçavdı ile İTÜ İşletme Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Ayşe Aylin Bayar tarafından hazırlanan raporda, gelir eşitliğinin sağlanmasının etkili stratejiler gerektirdiği vurgulandı ve şu değerlendirmelere yer verildi:

"Büyümenin gelir eşitsizliklerini giderici yönde etki yaratması için, gelir yaratma süreçlerinin iyileştirilmesine ihtiyaç vardır. Gelir dağılımı eşitsizlikleri ile sadece makroekonomik politika uygulamalarıyla mücadele edilemez. Ülkenin üretim kapasitesini artırması ve ekonomiye potansiyel bir büyüme kabiliyeti kazandırılması gereklidir ancak yeterli değildir. Ülkemizdeki iktisadi faaliyetlerin daha formel ve daha kurumsallaşmış bir yapıya kavuşması; küresel rekabet düzeyi yüksek olan iktisadi faaliyetlerin payının artması;tasarrufların ve mevduat düzeyinin artırılması ve tasarrufun tabana yaygınlaştırılması;ekonominin döviz cinsinden gelir yaratabilme potansiyelinin artırılması; vergi politikasınınve sosyal nitelikli harcamaların gözden geçirilmesi; işgücü piyasalarının kayıtlı ve kurumsalyapısının güçlendirilmesi gibi adımlar, gelir dağılımı eşitsizliklerinin giderilmesinde etkili olabilecek politikalar arasında sayılabilir."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZORLU PLAZA HASTANE Mİ OLACAK?

Zorlu Holding’in ve holdinge bağlı şirketlerin yönetim merkezi uzun süre Avcılar’daki Zorlu Plaza oldu. Buranın da hastane olacağı epeydir konuşuluyordu. Zorlu Holding’in temeli tekstil sektörüne dayanır. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da önde gelen ev tekstili üreticileri arasında bulunan Zorlu, Vestel’i satın aldıktan sonra beyaz eşya ve tüketici elektroniği sektöründe de dünyada isminden söz ettirmeye başladı. Yeni sektörlere yatırımdan geri durmayan Zorlu Holding bugün madencilikten savunma sanayine, gayrimenkulden enerjiye birçok alanda faaliyet gösteriyor. Zorlu Holding’in ve holdinge bağlı şirketlerin yönetim merkezi uzun süre Avcılar’daki Zorlu Plaza oldu. Ancak şirket bu plazadaki tüm birimlerini Levent’te, Büyükdere Caddesi üzerinde yeni inşa ettiği Levent 199 isimli gökdelenine taşıdı. Zorlu Plaza binası ise geçen mayıs ayından bu yana boş durumda. Plaza’nın sadece alt katında Zorlu Tekstil’e ait depo bulunuyor. Zorlu Holding’in bu binadan taşınacağı ve buranın da ha

RÖNESANS HOILDİNG MİLYON DOLARLIK İŞLERİ KİME BIRAKTI?

12 Milyar TL aktif büyüklüğe ulaşan Rönesans Grubu’nun Başkanı Erman Ilıcak, iş hayatındaki yeni fırsatları kovalarken, günlük icradan çekilme kararı aldı. Rönesans Grubu’nu Türkiye kamuoyu ağırlıklı olarak AVM yatırımlarıyla tanısa da grubun asıl işi müteahhitlik. Grubun lokomotif şirketi Rönesans İnşaat. Halen 13 ülkede 35 bin çalışanı olan Rönesans Grubu’nun 23 bin çalışanının Rusya’da olduğu biliniyor. 21 yılda hızla büyüyen Rönesans Grubu, bugün 12 milyar TL aktif büyüklüğe ulaşmış durumda. 2012 yılına göre aktif büyüklüğünü 2013’te yüzde 67, cirosunu yüzde 76 artıran Rönesans, dünyanın en büyük 100 müteahhitlik firması içinde 64’üncü sırada yer alıyor. Müteahhitlik ile işe başlayan grup, enerji, perakende ve sağlık sektörüne de yatırım yapıyor. Grubun büyük ortağı Erman Ilıcak, iş hayatındaki yeni fırsatları kovalarken, günlük icradan çekilme kararı aldı. Aslında genellikle 70-80 yaşının üstündeki patronların verdiği bu kararı Ilıcak, 47 yaşında aldı. Bu yılbaşında yapılan bir

ESAS HOLDİNG YÖNETİM KURULU ÜYESİ ADANALI ERHAN KAMIŞLI İSTANBUL'DA YER ARIYOR..

1964 doğumlu olan Erhan Kamışlı, Şevket Sabancı’nın kızı Emine Sabancı Kamışlı’nın eşi. Çiftin 2 oğlu var. Erhan Kamışlı tam bir golf tutkunu, ‘ailesi ve golf tutkusu’ hayatının vazgeçilmezleri.. Hastane konusunda Anadolu’ya ağırlık verdiklerini söyleyen Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Kamışlı, “Sağlıkta en iyi ve etik olanı yapmalısınız. Ekonomik anlamda bu yüzden işimiz zor. Biz uzun vadeli düşünüyoruz. Anadolu’da 7 hastanemizle hizmet veriyoruz. İstanbul’da yokuz ama arayış içindeyiz. Toplam 550 yatağımız var. Bu yıl 1 milyon hasta bakacağız Anadolu’da. Geçen sene bu sayı 850 bindi” dedi. Erhan Kamışlı Esas Holding Yönetim Kurulu üyesi. Pegasus, Electro World, Medline, AFM sinemaları gibi markalarıyla havacılık sektöründen sağlık sektörü ve gayrimenkule farklı alanlarda yatırımları olan Esas Holding’te sağlık alanın sorumluluğu Erhan Kamışlı’da.  Grubun sağlık ve gayrimenkul yatırımlarıyla ilgilenen Erhan Kamışlı’yla Esas Holding’in Kavacık’taki merkezinde buluştuk.